hayat
kimsesiz gezinen göçmen kuşlar ortalıkta yokken
birdenbire koptu bir kıyamet
ölümün varlığı yadsıdığı hiçliğe inat
rahme düştü bir cerahat
nefret ve kinden doğdu bu hayat
sakladılar can sıkıntılarını tanrıların
yağmurlardan düşen bulutlar
gözyaşlarıyla toprağı karıştırıp kilden bir adam yarattılar
savruldu kayalıklarda rüzgarlar
söylenceye göre
tanrılar sevişerek gerdeğe girmişler
başa yükken çene
kıvrılacak yer bulamayan beyin
ayaklardan pençe yapmayı bıraktı
tutmak için sevinçleri
sırılsıklam ter içinde kaldı yürek
düş görmenin olağan koşullarında
uykulara dalan beden
gece yarıları içine kapandı
tuttu birileri ego dedi
yok bilinç-altı
korkuların teslim bayrağı yakıldı
topladı kırlangıçlar çamurları
her gün bir aşk yaratıldı
işte o zaman
geçmiş hüzünlerle
yağmur duasına çıkıldı
çığlıklarıma el attığında
marifet gibi
haykıracağım
sıcacık bir gülüş kalacak geceden geriye
utanıp gözlerinde yeniden doğacağım
L.Özbek